Testisler başlıca işlevi sperm üretimi ve erkeklik hormonu (testosteron) salgılamak olan organlardır. Testis kanseri erkeklerde görülen tüm kanserlerin %1’lik kısmını oluşturan nadir kanser türlerindendir ancak 18–35 yaş arası erkeklerde en sık izlenen solid kanser tipini oluşturmaktadır.

Testis kanserinin en sık rastlanan bulgusu testiste ağrısız ele gelen kitledir. Ancak kitlelerin bir kısmının ağrıya sebep olabileceği unutulmamalıdır. Testiste ele gelen herhangi bir şişlik ya da kitle durumunda en kısa sürede bir üroloji uzmanına görünmek gerekmektedir. Bu kanser türünün erken teşhisi için erkeklerin ayda bir kez sıcak duş sonrası testislerini kendi kendine muayene etmeleri önerilir.

Testiste ele gelen bir kitle fark edildiğinde aksi ispat edilene kadar kötü huylu olarak kabul edilir. Tanı koymak için ilk ve en sık kullanılan görüntüleme yöntemi skrotal ultrasondur. Ultrason ile testiste kitle saptanması halinde bazı tümör belirteçlerinin (βHCG AFP LDH) kan seviyelerini mutlaka kontrol etmek gerekir. Bu tümör belirteçleri hastalığın evrelendirilmesinde ve sonrasında seyrinin takibinde önem arz etmektedir. İleri evre hastalıktan şüphe edilen olgularda bilgisayarlı tomografi, kemik sintigrafisi ve PET/CT gibi tetkikler gerekebilir.

Testis tümörü tanısı konulduğunda vakit kaybetmeden cerrahi müdahele yapılması gerekir. İnguinal orşiektomi adı verilen bu operasyonda, kasık bölgesinden bir kesi ile testis çıkarılır. Çıkan patoloji sonucuna göre ileri tedavi ve takip protokolleri belirlenir. Bazı hastalarda ikinci bir operasyonla lenf nodu çıkarılması ameliyatı (RPLND), Radyoterapi veya Kemoterapi gibi tedaviler gerekebilir. Tedavi protokolünün belirlenmesinde ilgili branş hekimleri tarafından (Üroloji, Medikal Onkoloji ve Radyasyon Onkolojisi) multidisipliner olarak ortak karar alınması en uygun yaklaşımı belirlemek açısından önemlidir.